13 Ağustos 2012

Yanlış Seçim!


İnsan kaynaklarının yaptığı işi küçümseyenler var elbet (: Yaptıkları da iş mi diyende vardır, gereksiz görende vardır... Ziyan bir hal yani bizimkisi (:

İşin sorumluluk kısmına geçince ise mide kramplarımı dersinn sinir, stres, hastalık, gözlerde çökmeler, ayaklarda şişmeler yine bizde.

Tüm bunlarında geçtim ,yanlış seçimler... Suçlu sizsiniz. Çünkü yanlış seçim görünürde küçük, iç yüzü ise büyüüüük bir olay.
Geçenlerde okuduğum bir yazıda şöyle diyor :

"Yanlış yapılmış bir seçim kişinin bağlı bulunduğu departmanın hatta çalışma arkadaşlarının, şirketin, ülke istihdamının ve ülke ekonomisinin olumsuz etkilenmesine sebep olur, şirketin zamanını, eğitim kaynaklarını, fiziksel enerjisini yok yere tüketir ve hızını keser, hedeflerine ulaşmasının geciktirir hatta zaman zaman engeller. Bu durumda basit gibi görünen işe alım operasyonları, şirketin geleceği, ülkenin ekonomisi, istihdam ve bütün bunların sonucunda sosyal hayatın seyri açısından önemlidir. "

Bu konuda objektif olamayacağım. Zor iş bizimkisi de.  Aksini düşünene saygılar..



26 Temmuz 2012

Hoşgeldin Sepeti


İK Seyir Defteri blogunda karşılaştığım çokta imrenerek okuduğum yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.  :
" Siz hiç işyerinde ilk gününüzde bir Hoşgeldin Sepeti ile kaşılandınız mı ?


Sizi boş bir masanın karşılamasından ziyade içinde renk renk defterler,kalemler,post-it'ler,çay kahve için bir kupa ve ihtiyaç duyabileceğiniz her türlü kırtasiye ürünü olsa güzel olmaz mı ?


Bence muhteşem olur ! Bir önceki işyerimde ilk günümde masamda kocaman bir hoşgeldin sepeti yer alıyordu.İçinde herşey vardı hatta itiraf ediyorum hatta  şekerleme bile vardı :) Böylesine bir karşılama ilk gün gerginliğime birebir gelmişti.Şirket ile aramda ilk bağ bu sayede kurulmuştu.O gün bunun çok güzel bir fikir olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum. O kadar ki kalemlikten masadaki yapay çiçeğe kadar herşey düşünülmüştü.Hatta teşekkür kartlarımız bile bulunurdu.


Daha sonraları bu sepeti yeni başlayanlar için hazırlamak benim görevim haline gelmişti.Belki ayak işi görülebilecek sepet alımından,iç düzenlemesine,kırtasiye dolaplarından bir bir kalemleri,defterleri seçmekten o kadar keyif alırdım ki..Özellikle işe yeni başlayan kişilerin masalarındaki sepete şaşkınlıkla bakakalması keyfimi katlardı..


Şimdi çok büyülk bir organizasyonda yer alıyorum hoşgeldin sepeti gibi ufak sürprizler çok mümkün değil..Ama uygulamak isteyen tüm İK'cılara tavsiye ederim..Çok maliyetli de değil üstelik..  "

Böyle uygulamalar yaygınlaşsa ne güzel olur... 

25 Temmuz 2012

Başvuru Kirliliği!


  Bugün sizinle başvuru kirliliğini paylaşmak istiyorum. Belki sesim bir yerlere ulaşır ve etki eder ümidindeyim.

  Her gün günlük CV tarama ve başvuruları inceleme işlemimi gerçekleştirirken bazen gülerek bazen üzülerek bazen de sinirlenerek karşıladığım bir olay haline geldi. Eminim her İK'nın başına geliyordur.
Aday ilk etapta yönetici asistanlığına başvurur, değerlendirilmeye alınır, olumsuz  dönüşü yapılır ve sonuca bağlanır.
İkinci etap, grafiker ilanı. Aynı aday bu sefer grafiker ilanına başvurur. Yine aynı uygulamalar, dönüşler...
üçüncü etapta ütücü ve ardından diğer bölümler için hatta sorumlu,müdür ilanlarına başvuran yine aynı kişiler... Sadece ilanlarla sınırlı değil, ilan içeriğini okumadan başvuran yüzlerce kişi. 2 dil istenen bir ilana  
1 dili bile olmayan ya da ehliyet gereken bir pozisyonda ehliyeti olmayıp başvuran...
 
   Bu devrede sorular gündeme geliyor. Neden bütün ilanlara başvurur bir insan ?

A) Ne iş olursa yaparım düşüncesi

B) Her konuda gerçekten deneyimlidir (!)

C) Siz beni işe alın eksiklerimi tamamlarım düşüncesi

D) Paraya ihtiyaç

E) Kişisel istikrarsızlık, vizyon eksikliği

F) Ya tutarsa mantığı ( ((:  )

G) Umursamazlık

H) İK'ya iş olsun.  :)

I) Hepsi

... uzayan bir liste. Demem o ki bu şekilde yapılan başvurularda işverenin gözünde oluşturulan olumsuz imaj ve ciddiyetsizlik algısı düzeltilemez hal alabilir. Ayrıca kişinin hedefleri, ilerlemeyi seçeceği bir alanı olmalıdır. ( bazı bölümleri ve insanları tenzih ederim (: )
Tabii bir de bu hale gelmemize neden olanları göreve davet ederim.



Güzel günler geçirmeniz dileğiyle....





16 Haziran 2012

Kötü Yönetici İle Çalışmak



Her şirkette vardır kötü yöneticiler. Kabullenmek ve alışmak ya da vazgeçmek durumunda kalırsınız. Peki neden kötüdür yönetici ? Böyle durumlarda ne yapmak gerekir ? 


İpek Aral Kişioğlu bir yazısında kötü yönetici kavramını aşağıdaki yazıyla ele almış :
....

Kötü yönetici neden kötüdür?
1. Bilgi seviyesi düşüktür; kendisini geliştirmez, ezbercidir, değişim yönetiminin ne olduğunu bilmez, statükocudur, hiçbir yeniyi kabul etmez, vs.
2. Yetkinlik seviyesi düşüktür; lider vasfı yoktur, vizyonist değildir, proje ve zaman yönetiminden anlamaz, iş/süreç geliştiremez, kıskançtır, dinlemez, okumaz, vs vs.

Peki, kötü yöneticiden ne öğrenirsiniz?
Elbette ‘kötü’ yöneticinin ne demek olduğunu, ileride hangi hataları asla yapmamanız gerektiğini ve kendi sabır katsayınızı.

Eğer ‘kötü’ yönetici nedeniyle ‘iyi’ şirketinizden istifa etmek istemiyorsanız ne yapabilirsiniz? … en azından bir süre için …
1. Kötüyü inceleyin. Yöneticinizin ‘kötü’ vasıflarını, onun kötüleşmesine neden olan etkenleri saptayın.
2. Kötüyü çözümleyin. Yöneticinizde saptadığınız kötü yönleri, davranışları ortaya çıkarmayacak şekilde davranışlar geliştirmeyi kendinize öğretin ve onun damarına basmayın.
3. Kötülüğü kişiselleştirmeyin. Yöneticiniz her ne kadar kötü olursa olsun, onun tek kurbanı siz değilsiniz. Bu düşünceden hareketle yöneticinize daha objektif yaklaşabilirsiniz.
4. Kötülük ile uzlaşın. Kötü yöneticinin olumsuzlukları ile eninde sonunda siz de karşılaşacaksınız. Bu nedenle kendinize farklı senaryolar üzerinden ön hazırlık yapın. Olay gerçekleştiğinde duygularınızdan ziyade mantığınızla hareket etmek ihtimaliniz artabilir.
5. Uzaklaşma zamanını saptayı. Kötü yönetici ile çalışmak tecrübesini nerede bırakmanız gerektiğini saptamaya çalışın. Sakın süreyi öyle ya da böyle uzatmayın.

29 Mayıs 2012

Yaz Döneminde İş Arayanın Şansı Daha Fazla!



Haber Türk gazetesi Kariyer ekinde bu hafta dikkatimi çeken "Yaz döneminde iş arayan mezunun şansı daha fazla" yazısı oldu. Okuduktan sonra sizlerle paylaşmam gerekliliğini hissettim (:

" Türkiye'de yaz ayları iş arayan kişiler için avantajlı dönemler oluyor. HILL International Türkiye Ülke Müdürü Hazal Wilson, yaz aylarında üniversitelerin yeni mezun vermeleri nedeniyle yoğun bir işe alım yapıldığını ve bunun sadece yeni mezunlar için geçerli olduğunu belirtiyor.  
İş arayanların çoğu yaz dönemini tatille geçirdiklerinden yazın iş arayanlar rakiplerinin önüne geçme fırsatı yakalayabilirler. Erken kalkan yol alır ve mutlaka bu dönemi efektif değerlendirmek adaya artı değer yaratacaktır."

 Yani eğer iş arıyorsanız şimdi tam zamanı ! Rekabetin daha az yoğun olması ve iş yoğunluğunun azlığı nedeniyle de (sektöre göre değişiklik gösterebilir ) şansınızın daha yüksek olduğunu söylemek mümkün :)
 Günün belirli saatlerini bunun için ayırmak güzel bir başlangıç olabilir. Sosyal ağların gücünü kullanarak ve güncel,doğru hazırlanmış bir CV ile başlangıç yapabilirsiniz.

Bol Şans*

17 Mayıs 2012

Dikkat Sendrom Yazısıdır !!


  Uzun zamandır blog yazmıyorum. Anlatmak istediğimi,yazmak istediğimi daha iyi şekilde yapılmış olanını gördüm. o yüzden sizlerle paylaşmak istedim. İşte yeni mezun sendromu...

Yeni mezun birinin her şeyden önce hayalleri vardır tutunduğu. Kampüs içindeki hayatla dışarıdaki hayatı benzer sayar, sanır ki gerçek "iş yaşamı" nı o zamana kadar okulda okutulan kitaplarda yeterince özümsemiş ve her şeyin bilincindedir. Yeniz mezunlar Fütursuzca bir özgüven içindedir, kolay değil sonuçta o koskoca bir "üniversite mezunu"dur artık ve hak ettiği firmada hak ettiği ücretle iş yaşamına ilk adımını atmalıdır. Yeni Mezun işe önce kariyer sitelerinde cv' sini hazırlamakla başlar. Bu dönemde hedefler çıtayı zorlayacak derecede yüksektir, beklentilerini kendi donanımının yeterliliğine ya da çeşitli zorlu virajlara sahip bu yeni ummanın gerekliliklerine bakmadan çoktan oluşturmuştur bile kafasında, yeni mezun… "Talep ettiğiniz ücret" kısmına gelince rakamlar önce 4 hanelilerden başlar, tabi ki de böyle olmalıdır dediğimiz gibi o koskoca bir "üniversite mezunu"dur.… Herkesin başvuru yapacağı, herkesin çalışabileceği kendince "vasat pozisyon" diye nitelendirdiği pozisyonlara asla başvurmaz. Yeni Mezunkendisine göre o ya "yönetici adayı" ya da "…... sorumlusu", "uzman yardımcısı" olmaya aday bir bireydir. 

Başvurular teker teker yapılır ve yeni mezunların bekleme süreci böylece başlar. Aradan uzunca bir süre geçer ve hala başvurulardan her hangi bir ses çıkmamıştır. Günler, aylar ilerler; beraberinde umut da azalmıştır artık, egosunda yaralanmalar baş gösterir yeni mezun' un. Bir şeyleri yanlış yapmıştır ama nedir ? Düşünür, düşünür ve daha ilk başta, yüksek tuttuğu çıtada değişikliklere gider, bu değişiklik ilk olarak talep ettiği ücrette olur, daha makul rakamlar yazar cv ye kendince ve yeni başvuru serüveni başlamıştır artık. Aradan aylar geçmesine ve cv de yapmış olduğu değişikliğe rağmen hala hiç ses seda yoktur. İşte bu, yeni mezun' un egosunun çatırdamaya başladığı andır. Kendi içinde muhasebeye gider, ben kimim, artılarım neler eksilerim neler, şayet bir işveren olsaydım ve "a" pozisyonunda bir alım gerçekleştirecek olsaydım çalışacağım elemanda ne gibi özellikler, donanımlar arardım vs… artık vakit, bu zamana kadar kendisine okutulan kitaplardan ve beslenmiş egosundan sıyrılarak gerçek "iş yaşamı" ile yüzleşme vaktidir.

Yeni mezunumuz için asıl macera da bu noktadan sonra başlar….

Tabii bu yazı herkes için geçerli değilken bir çoğu içinde geçerli.
Gizem Aydemir



10 Nisan 2012

İnsan Kaynakları Zirvesi 2012


  Globalcv'nin her yıl düzenlediği İnsan Kaynakları Zirvesinin 2012 yılı programı yine birbirinden başarılı konuşmacılar ve dopdolu bir zirve programı ile gerçekleştirilecek.Ne yazık ki ben bu zirvede bulunamayacağım ancak düşünenler için zirve amaçları şöyle belirtilmiş : 

- İş dünyamıza yönelik potansiyelleri değerlendirerek, işletmelerin kendilerini geliştirmelerine yönelik hedefler oluşturmak,
- Kobilerin kurumsallaşmasına yönelik yöntemleri göstermek,
- İnsan kaynaklarındaki yeni trendleri sıralamak,
- Sürekli ertelenen veya üzeri örtülen insan kaynaklarının verimli kullanımı prensibini kurum içi sistemlere ve yönetici davranışlarına entegre etme yollarını göstermek
- KOBi’lerin kurumsallaşma ve çağdaş insan kaynakları çabalarını tespit edip, cesaretlendirmektir.
Ayrıca konuşmacıları linkten öğrenebilirsiniz.
Zirvede yapılacak çekilişle eğitim sponsorları tarafından da eğitim programları hediye edilecek (umarım sizde şanlı kişilerden olursunuz ) 
Daha fazla uzatmadan dilerseniz Zirve programını inceleyebilrsiniz (:
Gidecek olanlara keyifli anlar diliyorum...