23 Aralık 2013

Zorunda(mı)yım.


Hem ay sonu hem yıl sonu derken kafamda atların dolandığı bir dönemdeyim. Rapor hazırlamaktan ve sorunlarla boğuşmaktan tükenmişlik sendromuna yakalandım sanırım. Ayrıca her gün bloguna en az bir paylaşım ekleyenlere imreniyorum. Kendimi de kınıyorum. Aslında kınamıyor içten içe üzülüyorum sanırım...

Yıl sonu genel değerlendirmelerini yaparken kendi içimde de değerlendirmeler yapmaya başladım.. Koskoca 1 yılda neler yaptım. + lar - ler derken benim sayfalarım sanırım çoğunlukla eksilerle doldu...

Aileme,arkadaşlarıma ve kendime zaman ayıramadığım bir yıl. Hayatımın merkezi iş ve tek yaşantım iş oldu.. Benim için bu kötü bir şey değil aslında çünkü işkolik bir huyum var ( abartılacak kadar olmasada ) ama insan bu kadar çaba gösterdiği bir emeğe karşılık bekliyor. İnsan kaynakları evraklarla boğuşmak yüzünü bile anımsamadığı bir çok personelin yasal işlemleriyle uğraşmak, yapmış olmak için yapılan görüşmelerle, niteliğe değil niceliğe bakan, insana değil sayılara odaklanan bir meslek değil.. Değildi ama anlatamadım.

İnsan kaynakları seminerler, konferanslar,sunumlar,şakşaklarla geçen bir işte değil. Böyle görenleride anlayamadım.
İçinde insan geçen bir mesleğin anlamını ve önemini bilmeyen bir yerde çırpınarak hayalimdeki işe ulaşmaya çalışmak ve o hayalin gün geçtikçe kocaman bir dağ olması, üstüne karlar yağması, umutlarının kalmaması falan filan.. Öyle hayallerinin peşinden koş, mutlu olmadığınız işte çalışmayın olmuyor .

yıl sonu yakarışlarıyla hayalimdeki işe yani gerçek ik mesleğine ve yine hayalimde ki işyerinde çalışana kadar defterimde eksilerle yaşamak zorunda(mı)yım.


11 Aralık 2013

İce İce İK



Soğuk,karlı, kışlı bir İstanbul gününden Günaydın herkese...

Bugün işe gidemeyen olmuştur, yolda mahsur kalan, evden çalışan ya da benim gibi işe gelenler...

Tam sıcak çikolatanızı alıp camdan karın yağışını seyretmelik hava değil mi ama ? ( Vali amca yaktı gençleri )

Neyse efendiler.. Evde kalanlar için Artemiz Güler'in paylaştığı İK blog listesini paylaşıveriyorum sizinle. 

Çay içip okuyun bence.

No
Adı Soyadı
Blog Adresi
1
Ahmet Kik:  
2
Ali Cevat Ünsal
3
Artemiz Güler 
4
Aydan Çağ
5
Ayşe Başar: 
6
Ayşegül Güngör 
7
Bahar Beyaznar: 
8
Banu Çakar
9
Burcu Canıtez Okur 
10
Burcu Ertemli: 
11
Canel Gürgen
12
Cansu Erdoğan
13
Cengiz Çatalkaya
14
Ceren Bandırma: 
15
Coco de Medina : 
16
Çağatay Demirhindi: 
17
Çağrı Cığman
18
Çiğdem Özdemir Evren
19
Çisem Çalışkan : 
20
Deniz Daver
21
Duhan Gevren
22
Ekrem Öztürk: 
23
Elif Kağnıcı 
24
Elif Koray
25
Emre Kavukcuoğlu
26
Ezgi Feda:
27
Fatmanur Erdogan
28
Fatoş Şerifaki 
29
Gizem Aydemir: 
30
Gökhan Yılmaz
31
Gülçer Aydın: 
32
Gülçin Şafak
33
Gülsün Müftügil
34
Hayati Arpacı
35
İlkay Öztürk
36
İpek Aral Kişioğlu
37
Mehmet Emrah Özkan
38
Mehmet Eronat 
39
Merve Karaalioğlu: 
40
Mutlu Canatar
41
Müge Arslan
42
Saygı Günenç
43
Seda Küçük 
44
Seda Zorba: 
45
Selen İnal
46
Selin Yetimoğlu 
47
Serhat Kahyaoğlu: 
48
Sevilcan Kıvanç: 
49
Sevim Demirel: 
50
Taner Yıldız 
51
Tuğsel Akyol
52
Türker Okay
53
Zafer Uğur 
54
Hazar Candan Wilson
55
Mehmet Babuşçu
56
Sevilay Pezek Yangın
57
İrem Önal
58
Neslihan Koç
59
Onur Basat
60
Alper Yılmaz
61
Bülent Bayram
62
Nilüfer Koçyiğit
63
Sezai Kayaoğlu
64
Nurten Nayır
65
Nedim İleri
66
İsmail Mursallı
67
Sevim Özen
68
Serdar Devrim
69
Zuhal Aslan Çiftçi
70
Özhan Kürkçü
71
Funda İnkaya


Saygılar, sevgiler...

09 Aralık 2013

"Teşekkür Ederim"


Yazımı kadar kolay teşekkür etmek. Ancak bu kadar kolay olmuyor bunu duymak.

Motivasyon dediğin illa yemekler, hediyeler, alkışlar partilerle olmuyor. Çalışanına göstermediğin saygıyı hangi organizasyon verebilir ?
Siz gece-gündüz çalışır, raporlar hazırlar ve bazen uykunuzdan bazen sosyal yaşamınızdan fedakarlıklar yaparak şirketinize katkıda bulunabilirsiniz ama karşılığında olumlu geri bildirimler alamaz "teşekkür ederim"  lafını duyamazsınız. Çünkü o zaten yapmak zorunda olduğunuz bir iştir. (Haddinizi bilin ne teşekkürü(!) Yapacaksın tabii para alırken iyi gülüm )

Bazı işveren teşekkür etmesi gerektiğini bildiği halde etmez mesela. Şımarır belki adam, olacak iş değil.

Bu durum işveren-işçi arasında değil çalışma arkadaşlarıyla da yaşanabiliyor.

Bu sorunu çözmek tabii ki bizim gibi pirezantabıııl İK çalışanlara düşüyor.

First of all : Kurum kültürünü bütün şirkete aşılamak (önce kendinize tabii)

Çalışanlar arasında ki doğru iletişimi yaratmak. ( Hepimiz kardeşiz bu kavga ne diye ? müzikleriyle toplantılar olabilir mesela )

Teşekkür etmenin çalışan ve şirketin geleceğine olumlu katkılarıyla örneklemeler yapılabilir.

İşverenlerin müşteri odaklı çalışırken çalışanlarında "iç müşteri" olduğunu unutmamaları gerek.

Bu yazıyı okuduktan sonra gidin teşekkür edin arkadaşınıza, iyi akşamlar dileyin, günaydın, iyi çalışmalar,saygılar, sevgiler... unutmayın bunları. Gülümsemede eklerseniz tadından yenmez o birimin.



Sevgi ve saygılarımla,